aile perasasiHepimiz, hiç maliyeti olmayan, başkalarıyla ilişkilerimizi güçlendiren, insanların bizi sevmesini sağlayan; aksi takdirde düşmanımız olabilecek kişilerin dostumuz olmasını sağlayan bir yöntem biliriz.

Bu yöntem samimi övgüdür. Bu haftanın Peraşasında Yaakov, erkek kardeşi Esav'la zor bir durum yaşar. Esav, Yaakov'a çok sinirlenir ve hatta hayatını bile tehdit eder. Ama Yaakov karşılaştıkları zaman kardeşine iltifat edip onu över ve daha sonra sarılarak ayrılırlar ve en azından bir süre için barış yaparlar.

Hayatımızdaki insanları samimi bir şekilde över ve onlara iltifat edersek ilişkilerimizi iyileştirir, iyi olanlarını daha güçlendiririz.

HİKAYE

Hikayemizde, övgünün gücüne şahit oluruz.

GERÇEK GALİP

İşleri kendi bildiğim şekilde yapmaya alışmıştım. Belki de sınıftaki herkesten uzun boylu ve daha yapılı olmamın bunla bir ilgisi vardı. Şöyle diyebilirim: Tartışmalarda her aman hakkımı alır, hatta hiçbirini kaybetmezdim. 
Aslında bu tam olarak da doğru değil. İtiraf etmekten utanıyorum ama bir keresinde benim yarım kadar olan biriyle, hatta karate de bilmiyordu! Yaptığım tartışmayı kaybetmiştim.

O gün, her zamanki okul günlerinden biri gibi, kantinde başlamıştı. Biraz geç kalmış olsam da bu problem değildi, çünkü kimse kantin kuyruğunda ön sıralara 'daldığımda' bana laf edemezdi. (Çünkü etseler, neler olabileceğini çok iyi biliyorlardı!).O sefer, kuyruktaki her zamanki özel yerime, arkadaşım Semi'yle beraber dalmıştım ki omzuma birinin dokunduğunu hissettim.

Tabi ki de ilk başta umursamadım ama omzuna yine dokunulduğunu hissettim. Biri bana laf edecek kadar aptal olabilir miydi yoksa?

Bir kez daha vurulunca yüzümün kızardığını hissettim. Yumruğumu sıktım ve hangi akıllının bunu yaptığını görmek için arkamı döndüm. Karşımda, bana kafa tuttuğuna göre büyük cüsseli birinin olacağını düşünüyor ama tabii ki bu konu hakkında endişelenmiyordum. 
Çocuğu yakalamak için döndüm... Ancak arkamda kimseyi göremedim! Tek gördüğüm bir kaç metre arkamdaki çocuktu ve o bana bakmıyordu bile.

Bir kez daha vurulduğunda, bu sefer önüme, aşağı baktım! Kimseyi görmememin nedeni anlaşılmıştı çünkü arkamdaki o kadar kısa boyluydu ki onu görememiştim bile.

Ama kavga kavgaydı ve hemen harekete geçmek için hazırlandım. "Hey, ne istiyorsun?" diye sordum kaşlarımı çatarak.

Çocuk hiç korkmamıştı bile. "Sadece şunu söylemek istiyorum: Keşke senin kadar iyi bir arkadaşım olsaydı."
Çocuğun sözleri beni şaşırttı. "Ne? Benim kadar iyi mi? Ne demek istiyorsun?"

"Bu doğru" dedi çocuk gülümseyerek. "Buraya yürüyüş şeklinden ve arkadaşına sırada iyi bir yer açmandan, ona ne kadar değer verdiğini görebiliyorum. Keşke benim de böyle bir arkadaşım olsaydı."

Tabii ki de bir iltifat beklemiyordum, bu yüzden ne diyeceğimi bilemedim. Belki de bu çocuk düşündüğüm kadar kötü biri değildi. "Şey, teşekkür ederim." diye ağzımda geveledim.

Ama o devam etti: "Evet, senin yardım etmeyi seven biri olduğunu görebiliyorum. Geçen gün de, öğretmenin kara saplanan arabasını iterken gördüm seni. "
Kimsenin fark ettiğini bilmiyordum. Yumruğumu gevşettim ve neden bilmiyorum bu çocuğu sevmeye başladım.

"Evet, senin gibi bir arkadaşa sahip olmanın değeri altınla bile karşılaştırılamaz" dedi gülümseyerek ve ben de onunla gülümsemekten kendimi alıkoyamadım.

"Evet bu çok büyük miktarda altın eder hem de!" diye ekledim gülerek.

Bu arada kuyruk neredeyse yiyeceklerin olduğu yere varmıştı. İşte çocuğun bana 'vurduğu' an o andı... Çocuğu kolundan tutarak benim ve Semi'nin önüne geçirdim. Semi, gözlerine inanamıyordu.

Tahmin edin be oldu. O günden sonra onun arkadaşı olduğumu ve ne zaman yardım isterse yanında olacağımı söyledim.

Ve dediğim gibi, bir kavgayı ilk kez o gün kaybettim. Ve biliyor musunuz, kimseye söylemeyin ama belki de o gün, bir tartışmayı gerçek anlamda kazandığım tek gündü...

TARTIŞMA SORULARI

3-5 YAŞ

Soru:Hikayedeki büyük çocuk, sırtına birinin dokunduğunu hissettiğinde ilk olarak ne düşündü?

Cevap: Kavgaya hazır olduğunu ve yerini, her ne olursa olsun vermeyeceğini düşündü.

Soru: Çocuk ona iltifat ettikten sonra ne hissetti?

Cevap: Siniri dağıldı, hatta çocuğun arkadaşı olmak istedi ve sıradaki yerini ona geri verdi.

6-9 YAŞ

Soru: Büyük çocuğun tam kavga edecekken, küçük bir çocuğa sırasını geri vermesini sağlayacak kadar değişmesini sağlayan ne oldu?

Cevap: Bunun nedeni, küçük çocuğun iltifatlarıydı. Sözler, büyük çocuğun hem kendisi hem de küçük çocuk hakkında iyi şeyler düşünmesine yardımcı oldu. Başka insanlara onlar hakkında iyi şeyler söylediğimizde, onları kendimize yakınlaştırırız.

Soru: Bu, küçük çocuğun yapacağı her türlü iltifatla da aynı sonuca ulaşır mıydı?

Cevap: Hayır, iltifatın etkili olmasının nedeni gerçek ve samimi olmasıydı. İnsanlar övüldüklerini duymaktan hoşlanırlar ama sadece övgüler gerçek olduğunda.. Başkalarını övmeden önce, onlar hakkında gerçekten övgüye değer ne olduğunu düşünmemiz ve söylediklerimize inanmamız gerekir.

Soru: Şimdi birine söyleyeceğiniz samimi bir iltifat düşünebiliyor musunuz?

10 YAŞ VE ÜSTÜ

Soru: Övgü ve pohpohlama arasında bir fark var mıdır? Varsa nedir?

Cevap: Yüzeyde benzer görünseler de, aslında aralarında çok büyük bir fark vardır. Övgü, kalpten gelir, ancak pohpohlama dudaklardan çıkar. Övgü samimidir, pohpohlama sahtedir. Övgü, insanın içinde kalıcı iyi duygular oluştururken, pohpohlamanın etkisi çabuk geçer ve insana kullanıldığı hissini verir.

Soru: Birinin kendi yararı için yaptığı bir yanlışı ya da etik olmayan bir davranışı övmek doğru mudur?

Cevap: Bu yanlıştır. Uygunsuz bir şekilde hareket eden kişi hem kendisine hem de çevresine zarar verir ve bu davranışlar desteklenmemelidir. Ancak, herkesin içinde gerçek iyilik bulunduğu ve bunu keşfetmek ve övmek önemli olduğu için, tıpkı hikayedeki gibi çok güzel sonuçlara varabilir.

Soru: Bir insanın size söyleyebileceği en güzel övgülerden biri ne olurdu?