Bebeklerin ağızlarında gücü keşfettiniz...

Mezmurlar 8:2

Sabahları genellikle yataktan çıkmakta zorlanırım. Bu benim eski, kötü bir huyumdur. Uyansam bile öylece yatar düşüncelere dalarım. Şimdi ise kendimi biraz daha geliştirdim. Uyanıyorum ve yatakta meditasyon yapıyorum. Aslında bu, epey de zevkli. Ama yine de yataktan çıkmamı sağlamıyor.

Genellikle oğlum Lior, sabah benimle birlikte uyanır. Her gün yaptığı gibi yatağından çıkar ve bizim yatak odamızın bulunduğu üçüncü kata gelir. Kapıdan merakla içeri göz atar. Ben başımı kaldırırım. "Hey Lior,", diye fısıldarım. "Haydi Anneye gel bakalım". İlk önce başını içeri sokar, sonra durdurulamaz bir hızla " Anneciğim, Anneciğim!" diye yatağın üzerine atlar. Onu kaldırırım ve yorganın altına sokar, yanımda yatan bu özel ruhun muhteşemliğini düşünürüm. Yanaklarım kısa bir süre sonra sırılsıklam olur. "Öpücükleri çok seviyorum" diye fısıldar kulağıma, o ciddi kahverengi gözleriyle bana bakarak.

" Lior, babayı uyandırmayalım. Haydi gel aşağıya inelim"

Lior yorganın altından kayarak yataktan çıkar. Ben de sabahları giydiğim eski ceketimi ve on sene önce İsrael'den aldığım terliklerimi giyer, onu takip ederim.

Lior koşarak önden gider ve öndeki odaya gelir. Raftan iki dua kitabı alır ve bir tanesini bana uzatır. Büyükannenin el yapımı battaniyesinin altına gireriz beraber.

Lior'un dua edişi büyüleyicidir. Vücudu, doğal bir şekilde, eski dedeler gibi hareket eder. Gözleri yarı kapalıdır. Yüzünde ciddi bir ifade belirir. Kabalat Şabat duasını, Cuma akşamı söylenen Zemirotları, Şabat sabahı dualarını ve bunlardan başka çeşitli Yidiş melodileri söyler. Sesi temiz ve çok güçlüdür.

Lior'un rahatsızlığının teşhis edildiği kışı hatırlarım. Bütün aile, erken müdahale gerektiren çocuklara sahip ailelere yönelik düzenlenen bir konferansa katılmıştık. Katılanlardan biri, beraber çalıştığımız bir grup aktivitesinden sonra bana gelip, "Orada ne söylediğinizi duydum. Çok şanslısınız. Down sendromlu bir çocuğunuz var. O gerçek bir insan. Benim ise tek umudum küçük kızımın günün birinde kendine gelmesi. Sizin oğlunuzun bir hayatı olacak."

O kadını çok düşünürüm. Ben şanslıyım. Sanırım bir çok insan böyle düşünmüyor. Ama güneş doğarken Lior'un yanına oturduğumda, ve o, içtenliğini göstermek için kollarını açarak dört yıllık konuşma terapisinin kendisine kazandırdığı her türlü tekniği kullanarak kalbini Tanrı'ya açtığında, çok ama çok kutsanmış hissediyorum kendimi.

Neden dua etmeyi bu kadar çok sevdiğini biliyorum. Onun yaşındaki çocuklar genellikle Tinkertoyslar ile oınamayı severler. Ama Lior'un her sabah sorduğu büyük soru "Bugün Şabat mı?" dır. Ve cevap " Evet, Lior, Bu gece Şabat ve yarın beraber sinagoga gideceğiz" olursa, Lior büyük bir sevinçle zıplar ve " Oley! Şabat!" diye bağırır.

Zaman anlayışı, Yahudi zaman anlayışının derin bir anlayışını yansıtır. Bir,dünyevi, "her günkü" zaman vardır, bir de kutsal olan "Şabat". Lior'un hafta içlerindeki duaları, sanırım Şabat'ın kutsallığından ödünç aldığı parçalardır. Bu onun dengelerini kurmasına yardımcı olur. Büyük Yahudi filozofları bu fenomen üstüne derin ve güçlü yazılar yazmışlardır. Lior ise bunu doğal yolla kazanır.

Ailem, şükürler olsun, bir çok dua eden cemaatin bir arada yaşadığı bir semtte yaşıyor. Bizim Cemaatimiz, Minyan Dorşei Dereh, Germantown Yahudi merkezinin bir parçasıdır. Lior için burası ikinci bir evdir.

Yatakta kalmayı tercih ettiğimi itiraf edebileceğim bazı cumartesi sabahları vardır ki, hafta içindeki kemoterapiden dolayı çok yorgun düşmüş olurum ve dört çocukla beraber sinagoga gitmek bana büyük bir yükmüş gibi gelir. Ama çoğu zaman bunu yapamam. Oraya tam zamanında giderim, çünkü Lior'la birlikte dua etmeyi kaçırmak istemem. Eşimin de duyguları benimkilerle aynıdır. Lior'a,, bu dünyada yapmayı en çok sevdiği şeyi en sevdiği yerde yapabilme fırsatını sağlamakla sorumluyuz biz.

Lior'un Dorşei Dereh ile olan ilişkisi inanılmazdır. Sadece beş buçuk yaşında olmasına rağmen, cemaatimizin önemli ve etkili kişilerindendir. Odaya girdiği zaman, insanlara selam verir, dua kitabını alır ve mahallemizdeki birkaç kadının onun için özel olarak diktikleri Talledini giyer ve ön sıradaki her zamanki yerine oturur. Göz ucuyla, utangaç bir halde etrafına bakar, sevdiği ve alıştığı kişilerin yerlerinde olup olmadıklarını kontrol eder. Bana doğru sayfayı gösterdikten sonra sessizce dua etmeye başlar. Zaman zaman, grup, şarkılar söyler. Lior birkaç dakika dinler. Daha sonra gözlerini kapatır ve hafta içleri beraber dua ettiğimizde yüzünde gördüğüm o ciddi bakışla şarkıya katılır.

Lior'un dua etmesinin, cemaat üzerinde derin bir etkisi vardır. İnsanların, onu çok sevdikleri için Lior'u bu kadar fark ettiklerini düşünürdüm. Ama şimdi fark ediyorum ki, bu aslında çok daha derin bir ilişki. Lior'un dua ederkenki içtenliği, o odadaki her yetişkine ilham kaynağı oluyor. O berrak sesi, diğerlerinin arasında "Ya ya ya" diye yükselince, herkese aynı şekilde davranma iznini veriyor sanki. İnsanlar, içsel dualarında nerede olduklarını, onun özgünlüğüyle karşılaştırarak ölçüyorlar.

Tora duası, Lior için çok önemli bir zaman. Tora'yı derinden seviyor. Bu sevgisini de her türlü fiziksel yolla göstermeye ihtiyacı var. Bu nedenle, Lior, her hafta Ehal Akodeş'i açılmasına yardım eder. Ve sonra, içerideki Tora'yı görünce, parmak ucuna yükselip, Tora'yı öper. Kendi kendine gülümser. "Tora" diye mırıldandığını duyarım, "Tora...". O anda saf kutsiyet içine hissederim kendimi. O anda Lior, İlahi olanla iletişime geçmektedir...

Lior daha sonra, bütün cemaatin arasına yürür ve herkesin elini sıkar. Yetişkin arkadaşlarını selamlar. "Merhaba Mitch" diye fısıldar. "Michaeil, Şabat Şalom..." Lior, dört bir yanı dolaşırken salonun başından sonunda kadar gülümsemeler belirir. O, dua arkadaşlarının hepsi ile ilişki kurmayı başarır.

"Bar Mitsva'sının nasıl olacağınız hayal edebiliyor musun?" diye fısıldaştıklarını duyarım insanların. Buna son derece güçlü, duygusal bir teki veririm. Tanrı'ya bana o günleri yaşatması için dua ederim. O günün nasıl olacağını merak ederim. Lior, toplum içinde bir yer edinmeye devam edebilecek mi? O büyüleyici, çocuksu masumiyeti, daha olgun şekillere bürünebilecek mi?

Ve sonra, duanın sonunda cemaatin kendini tanıttığı bölüm gelir. Sıra Lior'dadır. "Lior Liebling" der temiz sesiyle. Ve bence gayet güzel söyler. Her şeyi kendisi çözmeye çalışır. Benim görevim ise arkama yaslanıp ona güvenmektir.

Lior, bir çok insanı, insan doğasının çok boyutluluğuna açmıştır. Onun "özürlü" olması ne anlama geliyor ki? O, Tanrı ile, hepimizi etkileyen bir şekilde konuşuyor. O, bizim en önemli ruhani öğretmenlerimizden.

Ve ayrıca çok güzel öpücükler veriyor....

Rabbi Devora Bartnoff

**

Rabbi Devora Bartnoff, 1984 yılında Yeniden yapılanma Rabbi Koleji'nden mezun olmuştur. Cemaatte, haham, eğitim yöneticisi, aile eğitmeni olarak görev yapmıştır. 1997 yılında 44 yaşında vefat etmiştir.