Yazdır

Yaptığımız iyilikler bizden sonra da varlıklarını sürdürür

Dünyanın çeşitli yerlerindeki sinagogların birçoğunda, "şekerci" görevini gönüllü olarak yürüten bir yetişkine rastlanır. Uzun Şabat duaları sırasında bu gönüllü, sinagoga gelen çocuklara çikolata veya şeker dağıtır. Rav Jack Riemer cemaati için bu görevi niçin üstlendiğini şöyle anlatır:

Bu alışkanlığı bana Mayer Grumet aşıladı. Mayer ben Pittsburgh'da çocukken sinagogda önümüzde otururdu. Zengin bir adam değildi. Küçük bir bakkal dükkanı vardı. Çok okumuş da değildi. Dini kuralları da harfiyen yerine getirdiği söylenemezdi. Ancak çok güzel bir huyu vardı:çocukları çok severdi. Sinagoga geldiği her Şabat sabahı yanında bir torba çikolata getirirdi. İtiraf edeyim ki ben çocukken, Rav'ın konuşmasını veya hazan'ı dinlemek için değil, kısmen de olsa Mayer Grumet'in çikolatasından yemek için sinagoga giderdim.

Şimdi ise bu görevi ben üstlendim. Bunu ben planlamadım. Mayer'in örneği içimde yer ettiği için bunu yapıyorum. Kim bilir? Belki de günün birinde, sinagogumdaki çocuklardan biri büyüdüğünde, benden gördüklerini anımsayarak gelecek nesil çocuklarının "şekercisi" olacak. Bu, herhangi bir ülke veya şehirde olabilir. Ancak bir gün muhakkak olacak. Ve bu gerçekleştiğinde, kırk seneden beri aramızda olmayan Mayer Grumet, kırk sene sonra hala çocukları etkilemeye devam etmiş olacak.

Yahudilik Tanrı'nın insanlara ölümsüzlük bahşettiğine inanır. Diğer yandan yapılan iyilikler de, ölümün ötesinde yaşam ihsan eder. Bir arkadaşının Rav Jeffrey Salkin'e dediği gibi, "Çocuğuma okuması için bir kitap önerdiğimde, eğer bu kitap da bana zamanında dördüncü sınıf öğretmenim Bayan Kohen tarafında önerilmişse bu davranışım, Bayan Kohen'in ölümsüzlüğün bir parçası ve göstergesidir."

Yaşlanıp ölüme yaklaştığımızda yaptığımız iyiliklerin, belki hiç tanımadığımız ve karşılaşmayacağımız kişiler tarafından bizden sonra da gerçekleştirilmeye devam edeceğini bilmek ne kadar büyük bir teselli, değil mi? ***