YOSEF VE KARDEŞLERİ
Rahel ve Yaakov’un Binyamin adını verdikleri bir oğulları daha oldu. Rahel Binyamin’I doğururken öldü. Yosef büyüyünce çok yakışıklı oldu ve kardeşi Binyamin ‘i çok seviyordu. Her gün kardeşleriyle birlikte tarlaya gidiyor , koyunları besliyordu. Yaakov, Yosef’i diğer oğullarından daha çok seviyordu ve ona çok renkli bir gömlek yaptı. Kardeşleri , bu gömleği gördüğünde çok kıskandılar.
Bir gün sürüyü beslerken Yosef kardeşlerine şöyle söyledi : ‘’ Bir rüya gördüm ve rüyamda mısır demetlerini bağlıyordum. Mısır demetim ayakta
durdu. Siz de aynısını yapıyordunuz ve sizin mısır demetleriniz de ayağa kalktı ama benim karşımda eğildiler.’’
Kardeşleri bunu duyunca daha da kıskandılar çünkü Yosef’in rüyasına göre , Yosef’in karşısında krallarıymış gibi eğileceklerdi. Bunun üzerine Yosef’i kendilerinden uzaklaştırdılar. Yosef babasına gitti ancak babası ona kardeşlerinin arkasından gitmesini söyledi.Yosef söyleneni yaptı ama onları bulamadı ve kayboldu . Yaşlı bir adam onu tarlada yalnız dolaşırken gördü:
‘’ Ne arıyorsun?’’ , diye sordu.
‘’ Kardeşlerimi.’’
‘’ Oh, onlar Dotan’a gittiler’’
Yosef, kardeşlerinin arkasından gitti ve onları Dotan’da buldu. Kardeşleri onu gördüğünde ilk düşündükleri onu öldürmekti. Kardeşlerden bir tanesi ‘’ Onu öldürüp bir kuyunun içine atabiliriz , sonra da vahşi bir hayvanın onu yediğini söyleriz. O zaman o güzel rüyalarına ne olduğunu görürüz.’’ Dedi. Fakat ağabeyi Reuven daha merhametliydi.’’ Onu öldürmeyelim .Eğer çok istiyorsanız bir kuyuya atın ama ona zarar vermeyin.’’ dedi çünkü Yosef’i kurtararak babasına geri götürmeyi planlıyordu. Kardeşleri Yosef’in alacalı gömleğini alarak Yosef’i içinde su olmayan bir kuyuya attılar ; sonra da oturup yemeklerini yediler.O sırada develeriyle birlikte Mısır’a gitmekte olan Yişmaellileri gördüler.
Kardeşlerden birinin aklına bir şey geldi. Neden Yosef’i Yişmaelliler’e satarak hem para kazanıp hem de Yosef’ten kurtulmasınlardı? Herkes bunu kabul etti.Yosef’i kuyudan çıkararak onu 20 gümüşe sattılar. Fakat iyi yürekli Reuven o sırada Yosef’e yemek almaya gitmişti ve döndüğünde Yosef yoktu!
Kardeşler renkli gömleği alarak öldürdükleri küçük bir hayvanın kanına sürdüler ve gömleği Yaakov’a geri getirdiler. Yaakov oğlunun ölümüne o kadar üzüldü ki hiçkimse , hatta Binyamin bile onu teselli edemedi.
Ve bu arada Yosef Mısır’a getirilmiş , Firavun’un baş muhafızına satılmıştı.
YOSEF MISIR'DA
Yosef Mısır’da Firavun’un baş muhafızı Potifar’la iyi anlaşıyordu.Potifar Yosef’i evinde kendi hizmetine aldı ve herşeyi ona teslim etti. Yosef becerikliydi ve Allah ona başarılı olması için yardımcı oluyordu; Potifar bunu görüyordu. Bir gün yakışıklı Yosef evde kendisine aşık olan Potifar’ın karısı ile yalnız kaldı. Kadın Yosef’in de kendisini sevmesi için yalvardı.Yosef onu asla onu sevemeyeceğini, efendisinin kendisine olan güveninden dolayı bunun bir günah olacağını söyledi.Potifar’ın karısı çok öfkelendi. Kocasına giderek yalan söyledi ve Yosef’in kendisine çok kötü şeyler yaptığını iletti. Potifar’ın Yosef’i zindana atmaktan başka yapacağı bir şey yoktu.Fakat Allah Yosef’in yanındaydı ve ona acıdı.Baş gardiyan da Yosef’i sevmişti ve ona iyi davranıyordu.Zindandaki diğer mahkumları Yosef’in idaresine bıraktı.
ŞARAPÇI VE EKMEKÇİ
Yosef zindandayken Firavun’un baş şarapçısı ve ekmekçisi de oraya yollandı ve Yosef’in gözetimine verildi. Her ikisi de o gece rüya gördüler.Sabah Yosef onları gördüğünde çok üzgündüler.
‘’ Bugün neden bu kadar üzgünsünüz?’’ diye sordu.
‘’ Her ikimiz de bir rüya gördük ve ne anlama geldiğini bilmiyoruz.’’ Dediler.
‘’ Anlatın bana rüyanızı’’ dedi Yosef.
Baş şarapçı rüyasını anlatmaya başladı :
‘’ Rüyamda bir asma vardı ve bu asmada 3 dal vardı ve bu dallarda üzüm salkımları bulunuyordu.Firavun’un kasesi benim elimdeydi.Üzümleri aldım ve Firavun’un fincanına sıktım , kendisine verdim.’’
Rüyayı dinledikten sonra Yosef şöyle söyledi :
‘’ 3 dal 3 gün demektir. Üç gün içinde Firavun seni tekrar baş şarapçısı yapacak.O zaman sana yaptığım iyiliği hatırla ve beni serbest bırakması için bundan Firavun’a bahset. ‘’
Baş şarapçının rüyası hakkında Yosef’in söylediklerinden memnun olan baş ekmekçi kendi rüyasını anlattı: ‘’Benim rüyamda başımın üzerinde 3 sepet vardı ve en üst sepetin içinde Firavun’un ekmekleri vardı ama kuşlar hepsini yedi .Yani ben Firavun’un yanına gelene kadar sepette hiç ekmek kalmamıştı.’’
Yosef üzgün bir şekilde baş ekmekçiye baktı.:
‘’ Senin 3 sepetin de 3 gün demek.Fakat bu 3 günde Firavun seni bir ağaçta asacak ve bu ağacın dallarında kuşlar olacak.’’ dedi.
Üç gün sonra Yosef’in dediği gibi baş şarapçı kurtuldu , baş ekmekçi ise asıldı. Yine de baş şarapçı Yosef’in yaptığı iyilikten Firavun’a bahsetmedi.
FİRAVUN’UN RÜYASI
İki sene geçti ve Yosef hala zindandaydı .Fakat bu sefer Firavun bir rüya görmüştü.Rüyasında bir nehir kenarında duruyordu ve 7 besili inek yakınındaki sazlıklarda otlamak için sudan çıkmışlardı. Daha sonra 7 cılız inek sudan çıkarak yakındaki sazlıklara giderek 7 besili ineği yediler.
Firavun rüyasından uyandı . Tekrar uykuya daldığında ise başka bir rüya gördü .Bu sefer bir sapta 7 başak gördü.Güçlü ve semizdiler. Daha sonra 7 başak daha geldi ama bunlar cılızdılar ve bu cılız başaklar , güçlü ve semiz olan başakları yediler.
Firavun tekrar uyandı ama bu sefer yeniden uykuya dalamadı çünkü çok rahatsız olmuştu.Mısır’daki tüm sihirbazları çağırdı ama hiç biri bu rüyanın ne anlama geldiğini bulamadı. Sonra ülkenin en bilge kişilerini çağırdı ancak onlar da rüyayı yorumlayamadılar. Firavun çok mutsuzdu. İşte o zaman baş şarapçı Yosef’i hatırladı.
‘’ Bir keresinde bana çok kızdığınızda baş ekmekçiyle beraber beni zindanda hapsetmiştiniz. Bir gece ikimiz de rüya görmüştük.Orada genç İbrani bir adam vardı.Baş muhafızın hizmetçisiydi.Ona rüyalarımızı anlattık ; o da bize rüyalarımızın ne anlama geldiğini söyledi; ve tam da onun söylediği gibi oldu! ‘’ dedi.
Firavun Yosef’i çağırttı ve ‘’ iki rüya gördüm.Falcılarım ve bilge adamlarım bu rüyaların ne anlama geldiklerini söyleyemediler. Baş şarapçıya göre sen bana bunların anlamını söyleyebilirmişsin’’ dedi.
‘’ Eğer bir anlamı varsa Allah bunu Paro’ya gönderecektir.’’ Dedi Yosef.
Ve Firavun Yosef’e iki rüyasını da anlattı.Yosef büyük bir dikkatle dinledi.Paro anlatmayı bitirdiğinde Yosef şöyle söyledi: ‘’ Bu iki rüya aslında bir rüya.Allah Firavun’a ne yapmak üzere olduğunu gösterdi. Yedi besili inek ve yedi besili başak yedi seneyi temsil ediyor.Sonradan gelen yedi cılız inek ve yedi cılız başak ülkendeki yedi senelik kıtlıktır.Allah Firavun’a Mısır’da yedi sene boyunca bolluk yaşanacağını gösteriyor ; sonrasında da bu bolluğu unutturacak yedi senelik bir kıtlık yaşanacak.Bu rüya Firavun’a iki kere yollandı çünkü bu olay çok yakında gerçekleşecek.Bu yüzden yedi sene kıtlık boyunca yemek bulunması için Firavun bu ürünleri depolayacak akıllı kişiler ve bolluk sırasında iyi ürünlerin beşte birini ayıracak kişiler bulmalı.’’
Firavun ‘’ Planın çok akıllıca Yosef ve sen çok akıllı birisin.Bu işlerin başına seni koyacak , bu işin yapılıp yapılmayacağını göreceğim.’’ dedi.Firavun parmağındaki yüzüğü çıkararak Yosef’in parmağına koydu.Ona keten giyecekler ve boınuna takması için altın bir zincir verdi.Onu en iyi ikinci arabasına bindirdi ve halkın Yosef’in önünde diz çökmesini sağladı. On şehrinin prensinin kızı olan Asenat’la evlendirdi.
YEDİ SENELİK BOLLUK
Yosef’in dediği gibi yedi yıllık bir bolluk oldu, ve Yosef toplayabildiği kadar yiyecek topladı ve onları şehirde, tarlaların yanında depolattırdı. .O kadar çok yiyecek vardı ki neredeyse onları saklayacak yer kalmamıştı.Yosef’in karısı güzel Asenat iki oğlan doğurdu. Büyüğüne Menaşe, küçüğüne Efraim adını koydular.
Derken yedi senelik bolluk bitti ve yedi senelik kıtlık başladı. İnsanlar ekmek için Firavun’a yalvardılar.Firavun da ‘’ Yosef’e gidin ve onun dediklerini yapın ‘’ dedi. Yosef ambarları açarak Mısırlılar’a depoladığı yiyecekleri verdi. Bu yiyecekler diğer ülkelere de yeterdi. Çünkü kıtlık yayılmış diğer ülkelerin insanları da Mısır’a gelerek Yosef’ten gıda yardımı istemişlerdi.
YOSEF’İN KARDEŞLERİ MISIR’A GİDER
Kıtlık , Yosef’in babası Yaakov’un ve Yosef’in kardeşlerinin yaşadığı Kenaan topraklarına kadar ulaştı. Yaakov, Mısır’da, mısır ve yiyecek olduğunu duyunca on oğluna Mısır’a gitmelerini ve hepsi için yiyecek almalarını söyledi. Hepsi babasının dediği gibi yola çıktı. Ancak Binyamin babasının yanında kaldı.
Artık Yosef toprakların efendisiydi. Çok zengindi ve yiyecek isteyen herkes önce ona gitmeliydi. Kardeşleri, en son Yosef’i seneler önce gördüklerinden kim olduğunu bilmiyorlardı. Yosef’in karşısına gidip önünde eğildiklerinde
Yosef onları tanıdı:
‘’ Nerelisiniz?’’ diye sordu. Yosef’in karşısında eğilmekte olan kardeşler,
‘’Kenaan topraklarındanız’’ diye yanıtladılar.
‘’Siz casussunuz’’ dedi Yosef.
‘’Oh,hayır efendim.Sadece yiyecek almaya gelmiştik’’ dediler.
‘’Size inanmıyorum’’.
‘’Ama inanın ki öyle efendim.Biz oniki kardeşiz.Kenaan topraklarındaki Yaakov’un çocuklarıyız.En küçük kardeşimiz babamızla birlikte, diğer kardeşimiz ise öldü.’’
‘’Size hala inanmıyorum ama söylediklerinizin doğru olduğunu kanıtlamanız için size bir şans vereceğim.Biriniz haricindeki herkes hapiste tutulacak.O kardeşiniz Kenaan’a giderek en küçük kardeşinizi buraya getirecek.’’
Fakat kardeşler kimin gideceği konusunda bir türlü anlaşamadılar.Çünkü birbirlerine güvenmiyorlardı.Bunun üzerine Yosef, onları üç gün gözetim altında tuttu ve üç gün sonunda yanlarına giderek ‘’Birbirinize güvenmezseniz ben size nasıl güvenebilirim?’’ dedi. Kardeşi Şimon’u aldı ve diğer kardeşlerinin gözü önünde onu bağladı.’’Gidin.En küçük kardeşinizi buraya getirene kadar bu kardeşinizi burada tutacağım ‘’ dedi.
Yosef ; adamlarına, kardeşlerinin torbalarını mısırla doldurmalarını söyledi ve onların haberi olmadan yiyecek için verdikleri parayı çantalarına geri koydu. Eşeklerine heybelerini yükleyip Şimon’dan ve Mısır’dan ayrıldılar.
KARDEŞLER KENAAN’A DÖNER
Kardeşler Kenaan’a döndüklerinde heybelerini açtılar ve parayı gördüler. Mısır hakiminin,yiyecek parasını ödemediklerini düşünüp onları cezalandıracağından korktular. Yaakov’a giderek durumu anlattılar:
‘’ Mısır’ı yöneten bir adam var ve bizi casusuz diye alıkoydu.Ona oniki kardeş olduğumuzu, Yaakov’un oğulları olduğumuzu, Binyamin’in senin yanında kaldığını ve diğer kardeşimizin de öldüğünü söyledik.
Fakat bize yine inanmadı. Gözümüzün önünde Şimon’u bağladı ve torbalarımıza mısırla yiyecek doldurarak buraya yolladı. Binyamin’i ona götürmemizi böylece ona yalan söylemediğimizi anlayacağını söyledi. Şimon’u ancak o zaman serbest bırakacakmış.Heybelerimizi boşaltığımızda mısır için ödediğimiz parayı bulduk ve şimdi çok korkuyoruz.’’
‘’Bu nasıl olabilir? Önce Rahel’in oğlu Yosef’i kaybettim. Şimdi Şimon esir ve siz benden Rahel’in son oğlu Binyamin’i de vermemi mi istiyorsunuz? Bunu yapamam.Bu adam hepinizi öldürebilir.’’ diye haykırdı Yaakov.
Reuven babasına yalvardı.’’Bu adamın gözlerinde iyilik gördüm. Binyamin’i gördüğünde doğru söylediğimizi anlayacak ve Şimon’u bize geri verecektir.’’
‘’Hayır.Benyamin’i almanıza izin veremem. Onun en dürüst kardeşi Yosef öldü ve şimdi Binyamin Rahel’den bana kalan tek oğlumdur.’’ dedi Yaakov.
Ve Yaakov Şimon’un yabancı topraklarda esir kalmış olduğuna üzülmesine rağmen, bu konuda bir daha konuşmadı.
YAAKOV BİNYAMİN’İ YOLLAR
Kısa sürede kardeşlerin Mısır’dan getirdikleri yiyecekler tükendi ve eşleriyle çocukları yine açlık çekmeye başlayınca Yaakov’la konuşmaya gittiler. Sonunda Yaakov onlara ‘’ Mısır’a gidin ve yiyecek alın’’ dedi.
‘’Fakat o adam bize Binyamin olmadan dönmememizi söyledi.Binyamin’i bizimle yollarsan gideriz;aksi taktirde bizi öldürebilir’’ dediler.Fakat yine de Yaakov Binyamin’in Kenaan’dan ayrılmasını istemiyordu.’’ Onun gitmesine izin vermezsen hepimiz açlıktan öleceğiz; oğulların,eşleri ve torunların...’’
Bu Yaakov için çok zordu ama oğularının haklı olduğunu biliyordu.Sonunda
‘’ Bu adama bir hediye götürün ve yiyecek parasının da iki katını verin ki geçen sefer ödemeye niyetli olduğunuzu ancak bir yanlışlıkla heybenizde geri getirdiğinizi anlasın’’ dedi.
Daha sonra Binyamin’e yaklaşarak ‘’ Allah’ın izniyle hepiniz sağlıcakla dönün’’diyerek onu öptü ve Binyamin diğer kardeşleriyle birlikte Mısır’a gitti.
BİNYAMİN VE YOSEF
Kardeşler Mısır’a varır varmaz Yosef’i görmeye gittiler. Yosef Binyamin’i gördüğünde kardeşlerini evine çağırdı. Kardeşler Yosef’in, paranın heybelerinde bulunmasından dolayı onları köle olarak almasından ve eşeklerine el koymasından korkuyorlardı. Yosef’in evine yaklaştıklarında Yosef’in hizmetkarına şöyle dediler:
‘’ Buraya ilk geldiğimizde sadece yiyecek almak istemiştik ama Kenaan’a vardığımızda ve heybelerimizi açtığımızda tüm paranın geri geldiğini gördük. Şimdi daha fazla para getirdik. O parayı heybemize kimin koyduğunu bilmiyoruz.’’
‘’ Korkmayın. Bulmuş olduğunuz parayı size Allah verdi. Ben vermiş olduğunuz parayı almıştım’’ dedi hizmetkar.
Hizmetkar Şimon’u onlara götürdü.Şimon gayet iyiydi. Bunun üzerine, hizmetkarla birlikte Yosef’in evine gittiler. Hizmetkar onlara orada yemek yiyeceklerini söyledi. Yosef eve geldiğinde herkes onun önünde eğildi ve ona hediyelerini verdi.
‘’ Nasılsınız? Yaşlı adam yani babanız hala yaşıyor mu?’’ diye sordu Yosef.
‘’ Hepimiz iyiyiz ama açız. Babamız da hala yaşıyor ve sağlığı iyi’’ diyerek tekrar Yosef’in önünde eğildiler.
Birden Yosef Binyamin’i gördü ve yumuşak bir sesle ‘’ Bu sizin en küçük kardeşiniz mi?’’ diye sordu.
‘’ Evet efendim’’.
Yosef Binyamin’e yaklaştı ‘’ Allah seninle birlikte olsun oğlum’’ dedi.
Binyamin Yosef’e baktı ve Yosef, onun ne kadar da annelerine benzediğini farketti. Küçük kardeşiyle görüşmeyeli çok uzun zaman olduğundan neredeyse ağlayacaktı. Onları bırakarak odasına gitti ve mutluluktan ağladı. Sonra yüzünü yıkayarak kardeşlerinin yanına döndü ve hizmetkarlarına ‘’Yiyecek getirin’’ dedi. Yemek getirildiğinde Binyamin, diğer kardeşlerinin beş katı fazla yedi.
GÜMÜŞ BARDAK
Yemeği bitirdiklerinde, Yosef hizmetkarlarına kardeşlerinin torbalarını mümkün olduğu kadar yiyecekle doldurmalarını ve yine parayı heybelerine geri koymalarını söyledi ve devam etti.
‘’ Küçük kardeşin heybesine parayla birlikte benim gümüş bardağımı da koyun’’.
Hizmetkar Yosef’in emrettiği herşeyi yerine getirdi. Sabah olur olmaz kardeşler yola çıktılar ve şehrin dışına çıktıklarında Yosef hizmetkarlarına şöyle dedi ‘’ Onları takip et ve onları yakaladığında onlara’ Kötülük yaptınız.Aranızdan biri efendimin gümüş bardağını çaldı ‘ de.’’
Adam kısa sürede kardeşlere yetişti.’’ Kötülük yaptınız ;aranızdan biri efendimin gümüş bardağını çaldı dedi.
‘’Efendiniz nasıl böyle bir şey söyler? Geçen sefer gelişimizden heybemizde bulduğumuz parayı geri getirmedik mi?Neden efendinin evinden gümüş ya da altın bir şey çalalım?’’
Diğer kardeşler şöyle devam ettiler:
‘’ Eğer öyleyse gümüş bardak her kimde bulunursa sizin ellerinizde ölecek ve diğerleri de efendinizin köleleri olacak’’
Fakat Yosef hizmetkarına bunun tersini söylemişti.Bunun üzerine hizmetkar ‘’ Hayır.Efendim sadece hırsızı istiyor; kalanlar yoluna devam edebilir’’
Kardeşler hemen heybelerini yere koyarak açtılar.En büyük kardeşten başlayarak tüm heybeler arandı.Sonunda Binyamin’in heybesi arandı ve tabii ki gümüş bardak orda bulundu! Kardeşler buna inanamadı.Yosef’in evine geri gittiler ve önünde diz çöktüler.Yuda konuştu :
‘’ Kendimizi nasıl affettirebiliriz? Gümüş bardağı çalanın yanı sıra hepimiz size köle olacağız’
‘’ Hayır.Sadece o kalacak. Sizler babanıza gidebilirsiniz.’’dedi Yosef.
YUDA BİNYAMİN İÇİN YALVARIR
Yosef’in üvey kardeşi Yuda, Yosef’e yaklaştı ve şunları söyledi:
‘’Lütfen kızgınlığınızı bu çocuktan çıkarmayın. Babamız yaşlı bir adamdır; bu çocuk doğduğunda da yaşlıydı. Bu çocuğun annesi ve tek öz kardeşi öldüler .Bu yüzden babam onu çok sever.Bize, onu buraya getirmemizi söylediniz ve biz size getirmeyeceğimizi çünkü bu durumda babamızın yaşayamayacağını söyledik.
Eğer hepimiz açlık çekmeseydik burada olmazdık. Fakat bu ikinci yolculuğa çıkmadan önce babamız bize şöyle söyledi: ‘’Karım Rahel’in iki oğlu vardı.Bir tanesi öldü.Eğer Binyamin’ e bir şey olursa ben de ölürüm ‘’ ve şimdi Binyamin’siz dönersek babamız kesin ölür.Onun yerine beni köleniz olarak alın da babam yaşasın.’’
Yosef bu konuşmadan çok duygulanmıştı.Tüm hizmetkarları odadan çıkardı ve kardeşleriyle yüzleşti:
‘’ Ben sizin kardeşinizim.’’ Diye haykırdı ve kardeşleri korktu
‘’ Yaklaşın’’ dedi onlara.Hala korkan kardeşler yaklaştı
‘’ Ben köle olarak sattığınız kardeşiniz Yosef’im.Fakat hayatlarınızı kurtarabilmem için Allah’ın beni buraya yollamasına üzülüp kızmayın.İki senedir kıtlık var ve bu kıtlık beş sene daha devam edecek.Şimdi babanıza gidin ve oğlu Yosef’in tüm Mısır’da hüküm sürdüğünü söyleyin ve hepinizin burada yaşamasını istediğimi iletin.Böylelikle açlık zamanında hepinizi iyi besleyeceğim.’’
‘’ Bu Yosef olamaz’’ dedi kardeşleri.
Yosef Binyamin’i tutarak ‘’ Ne kadar benzediğimize bir bakın ‘’ dedi. Yosef’in güzel elbiseler giyinmesine ve yüzükler takmasına rağmen doğru söylediği belli oluyordu.Binyamin Yosef’e sarıldı ; kardeşler konuştu ve kısa zamanda geçmiş unutuldu.