DAĞDA ATEŞ

Ahav’ın ölümünden sonra oğlu Ahazıa İsrael’i yönetmeye başladı. Saltanatının ilk zamanlarında çok hastalandı ve bu yüzden sahte tanrılara ve peygamberlere haberciler yollayarak iyileşip iyileşmeyeceğini sordu; fakat haberciler Eliyahu’ya rastladılar ve Eliyahu onlara ‘’Kral sahte tanrılara haberciler yolladığı için yataktan kalkamayacak’’ dedi.

Haberciler krala geri gittiler ve ona Eliyahu’nun söylediklerini ilettiler. Kral çok öfkelendi. Bir reis ile elli adamını Eliyahu’yu getirtmek üzere yolladı. Eliyahu’yu bir dağın tepesinde buldular. Ona yaklaşıp, aşağı inmesini söylediklerinde Eliyahu:

‘’ Ben Allah’ın adamıyım. Allah aşağı ateş yollayacak ve sizi yok edecek.’’dedi.

Sözü biter bitmez, gökten bir ateş geldi; reis ve adamları ateşte yok oldular. Yine de kral tatmin olmamıştı. Bir reis ve elli adam daha yolladı. Onlar da Eliyahu’yu dağın tepesinde buldular ve aşağı inmesini emrettiler. Allah’ın ateşi ikinci kez düştü, reis ve elli adamı yok etti. Fakat kral hala tatmin olmadı. Bir reis ve elli adam yolladı. Bu kez reis Eliyahu’nun yanına geldiğinde dizlerinin üzerine çökerek ‘’ Oh, Allah’ın adamı! Emrimdeki adamlarım sizin gözünüzde değerli olsun’’ dedi.

Ve Allah’ın meleği Eliyahu’ya ‘’ Onunla git. Korkma’’ dedi. Eliyahu onunla birlikte dağdan indi ve krala gitti. Eliyahu, krala Allah’a inanmadığı için öleceğini söyledi ve kral yataktan hiç kalkamadı.

 

ATEŞTEN ARABA

Eliyahu çok yaşlandı. Sayılı günü kaldığını biliyordu. Elişa’yı alarak Yarden  nehrine götürdü. Yarden nehrine geldiklerinde Eliyahu elbisesini çıkardı, elinde dürüp onunla sulara vurdu. Bunu yaptığında sular ikiye bölündü; Elişa ve Eliyahu  karşıya geçtiler. Eliyahu , Elişa’ya şunu sordu:

‘’Ölmeden önce senin için ne yapabilirim söyle’’.

‘’ Bana senin ruhunun iki katını ver’’ dedi Elişa.

‘’ Bu zor bir şey ama yine de olacak ‘’ dedi Eliyahu .
 
Ve işte ateşten bir araba ve ateşten atlar göründü; Eliyahu  zarar görmeden bunun içine girdi, şiddetli bir rüzgar esti ve Eliyahu’yu göklere götürdü.

Sonra Elişa, Eliyahu’nun elbiselerini aldı, Yarden  nehrine gitti. Eliyahu’nun yaptığı gibi elbiseyle suya vurdu; su ikiye ayrılınca şehre geri döndü. Yolda bazı adamlarla karşılaştı; ve bu adamlar ona su olmadığını ve toprağın kuruduğunu söylediler.

‘’Bana tuz getirin ‘’ dedi Elişa onlara.

Elişa’ya tuz getirdiler. Elişa, tuzu derelere döktü. Ve o andan itibaren su oldu; toprak zenginleşti.

 

DUL KADIN VE YAĞ

Peygamberlerden birinin karısı olan dul bir kadın Elişa’ya geldiğinde çok üzgündü.

‘’Biliyorsunuz her zaman Allah’ın sözlerini yerine getirdim. Fakat şimdi kendisine borçlu olduğum bir adam, borcuna karşılık  oğlumu köle olarak aldı ve kendisine hizmet ettirtiyor. Ne yapmalıyım? ‘’ diye sordu.

‘’Evde neyin var’’ diye sordu Elişa.

‘’ Sadece bir kap yağ ‘’ dedi kadın.
 
‘’ O zaman komşularından bulabildiğin kadar çok kap bul. Bir tanesini o kaptaki yağla doldur .Tüm kaplar dolacak ve kaptaki yağ bitmeyecek’’ dedi Elişa.

Kadın evine geri döndü ve Elişa’nın dediklerini yerine getirdi. Tüm kaplar dolana kadar kaptaki  yağ bitmedi. Sonra Elişa’ya  geldi.

‘’ Şimdi yağları sat  ve borcunu öde. Bir daha da borcun olmayacak’’ dedi Elişa ve dediği gibi oldu.

 

HAYAT NEFESİ

Bir gün Elişa her geçtiğinde kendisine ekmek veren kadının evinin önünden geçti. Bu sefer kadın kocasına gitti. ‘’Bu adamın Allah’ın adamı olduğuna inanıyorum. Ona küçük bir oda verelim. Odaya bir yatak, masa, iskemle ve şamdan koyalım .Bizimle kalsın’’ dedi.
 
Kocası onayladı, ve Elişa onlarla kaldı. Elişa, kadının çocuğu olmadığını ve kocasının yaşlı olduğunu biliyordu. Kadını çağırdı. Kadın kapıda dururken ‘’ Yakında oğlunu kucaklayacaksın’’ dedi ona.

‘’ Bu olamaz’’ dedi kadın.

Fakat kadının bir oğlu oldu.Bir gün  çocuk düştü ve kafasını incitti. Babası, çocuğu yaralandığı tarladan annesine yolladı. Annesi oğlunu Elişa’nın yattığı yatağa yatırdı ve onu orada bıraktı. Sonra kocasına bir adam ve eşek bulmasını söyledi. Çünkü Allah’ın adamını bulmak istiyordu.

‘’ Onu nasıl bulacaksın? dedi kocası.

‘’ Bulacağım ‘’ dedi  kadın.

Kadın eşeği eyerledi. Yanına bir hizmetkarını  alarak mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde  Karmel Dağı’na gittiler. Elişa kadının geldiğini gördüğünde kendi hizmetkarına şöyle dedi:

‘’ Bu kadın, bizi evine alan, bize oda ve  yemek veren kadın. Ona koş ve onu karşıla. İyi olup olmadığını sor’’.

Hizmetkar söyleneni yaptı ve kadın ona her şeyin iyi olduğunu söyledi.

Fakat Elişa’nın yanına geldiğinde yere yatarak ağladı. Elişa, kadının ne söylediğini bilemeyecek kadar üzgün olduğunu ve oğlunun hasta olduğunu anladı.

‘’ Değneğimi al ve çocuğa mümkün olduğu kadar çabuk ulaşmak için bizim önümüzden git. Kimseyle konuşma ve çocuğa ulaştığında değneğimi  onun üzerine koy’’ dedi hizmetkara.

Hizmetkar önden gitti ve söylenenleri yaptı ancak çocuğa vardığında ölmüştü. Elişa’ya ve çocuğun annesine geri  dönerek bunu söyledi. Elişa eve vardı ve doğru çocuğun odasına gitti. Kapıyı kapadı; ağzını çocuğun ağzının üstüne koydu; nefesini çocuğa verdi. Çocuğun bedeni ısındı. Elişa odada beklerken, çocuk yedi kere aksırdı ve gözlerini açtı.

 

CÜZZAMLI KADIN VE ALTIN

Suriye ordularının reisi büyük ve şerefli bir adamdı ancak cüzzam hastalığına yakalandı. Karısının, İsrael ile olan bir savaşta esir alınan bir hizmetçisi vardı. Bu hizmetçi ,  hanımına Elişa’dan bahsederek kocasının hastalığını iyileştirebileceğini söyledi.

Derken reisin karısı, Suriye kralına giderek, hizmetçisinin söylediklerini iletti. Kral, kadına iyileştirecek kişiye verilmek üzere altı bin altın verdi. Adam geldiğinde kral ne yapacağını bilemedi. Bu yüzden Elişa’yı çağırttı. Elişa adama Yarden
nehrine gitmesini ve yedi kere nehre dalmasını ve  bu şekilde iyileşeceğini söyledi. Fakat cüzzamlı adam çok öfkelendi çünkü Ürdün nehrinin kendisini Şam’daki nehirlerden daha iyi iyileştirebileceğine inanamadı. Hizmetkarı ona:

‘’ Peygamber sana bunu yapmanı söylüyor ve sen zaten buradasın. Onun dediğini  gibi yapmak sana ne zarar verirş’’ dedi.

Bunun üzerine adam Yarden nehrine giderek yedi kere suya daldı ve iyileşti. Elişa’ya gelerek ‘’ Şimdi biliyorum ki dünyada İsraeloğullarının Allah’ından başka Allah yok’’ dedi. Elişa’ya tüm getirmiş olduğu altınları vermek istedi ama Elişa kabul etmedi. Böylece adam yoluna gitti. Fakat Elişa’nın hizmetkarı altınları görmüştü. Adamın arkasından giderek, efendisinin fikrini değiştirdiğini söyleyerek yalan konuştu. Adam altınları ona verdi. Hizmetkar geri döndüğünde Elişa onun ne yaptığını biliyordu. Bu yüzden onu bıraktı ve Suriyeli’ nin cüzzamı şimdi de Elişa’ nın hizmetkarındaydı.

 

KÜÇÜK KRAL

İsrael’ de birçok savaş oldu; birçok kral öldü. Bir savaş kaybedildiğinde, kraliçe Atalıa oğlu Ahazıa’ nın öldüğünü duyunca kendi başına hüküm sürmek için ülkedeki tüm diğer prensleri öldürdü. Fakat kızı ,  Ahazıa’nın oğullarından birini alarak sakladı ve böylece çocuk öldürülmedi.
 
Çocuğun adı Yeoaş’dı ve Atalıa’nın saltanatı sırasında Allah’ın mabedinde altı sene kaldı. Yedinci sene çocuğu kral yaptılar. İnsanlar mabedde toplanarak ‘’ Yaşasın Kral’’ diye bağırdılar. Kraliçe Atalıa insanların bağırışlarını duyunca Allah’ın mabedine geldi. Küçük kralı, şofarları ve insanların eğlenişini gördü ve ‘’ Hainlik! Hainlik!’’ diye haykırdı.

Fakat Kohen Yeoya’da insanlara ‘’ Kraliçenin gitmesini sağlayın. Onu kim takip edecek olursa öldürülecektir’’ dedi. Adamlar kraliçeyi yolladılar ve kimse onu takip etmedi. Yeoa? tahta geçtiğinde daha yedi yaşındaydı.

 

YEOAŞ’IN OKLARI

Yeoaş’ın saltanatlığı sırasında Elişa yaşlandı ve ölüm döşeğindeyken Yeoaş’ı çağırdı. Ve ona :

‘’ Bir yay ve oklar al ‘’ dedi. Yeoaş, Elişa’nın emrettiği gibi yaptı. ‘’ Şimdi elini yayın üzerine koy’’ dedi Elişa. Yeoa? koydu.Elişa, ellerini kralın ellerinin üstüne koydu. ‘’ Pencereyi doğuya doğru aç’’ dedi Elişa. Ve kral, pencereyi açtı. ‘’ Oku at’’ dedi Elişa. Kral oku attı ve ok pencereden dışarı  gitti.
 
‘’ Bu Allah’ın kurtarış oku. Zafer kazanana kadar Suriye ile savaşacaksın’’dedi Elişa.

Ve Elişa hayata gözlerini yumdu.

 

YOŞİYA’NIN İYİ SALTANATI

Küçük kralın birçok problemi oldu ve diğer insanlar krallığı onun elinden aldılar. Başka bir çocuk kral olana kadar kötü günler geçirdiler. Bu çocuk Yoşia idi. Yoşia kral olduğunda sekiz yaşındaydı. Büyüyünce çok iyi bir kral oldu ve Allah’ın kanunlarını korudu. On sekiz yaşına gelene kadar tüm sahte tanrıları yok etti. Kurallara uygun bir pesah düzenledi. Moşe zamanından beri böyle bir
 
pesah olmamıştı. Moşe’den beri Yoşia gibi biri de gelmemişti. Yoşia birçok savaşta cesurca savaştı ve Allah için savaşırken öldü. Bir arabada Yeruşalayim’e getirildi ve orada gömüldü. Sonra başka krallar hüküm sürdüler ve ülkeye kötülük geri geldi. Diğer ülkeler İsrael’i ele geçirdiler. Yeruşalayim  düştü ve alındı.

Copyright © 2011 SEVIVON. Tüm Hakları Saklıdır.
Bu sitede kullanılan tüm içerik ve görsellerin kullanım hakları Sevivon'a aittir.
İzinsiz kopyalanamaz ve kullanılamaz.